Sorunlar ve sorular

Birileri söylemiyor olsa acaba gerçekler gün yüzüne çıkamayacak kadar gizli midir?

Konuşmasını, görmesini, ifade etmesini beklediğimiz birileri var ise acaba bizim yerimize o mudur muhatap olan?

Ya da yanlış anlamış olabilir miyiz? İçerimizde var olan bir seçilmiş kitleye itaat edip onların istediklerine göre mi yaşam sürmeliyiz?

Geçmişte olup bitenlerin neredeyse birebir aynısını farklı isim ve şahıslar ile birlikte icra ettikten sonra benzer sonuçların oluşmayacağı kanaatine nasıl vardık acaba?

Bugün dünün yöntemleri ile hareket eder iken dünden bugüne aktarılmış her şeye kızgın olduğumuz halde yaşadığımız sonuçlarına nedenlerine sıkı sıkıya bağlılığımız nereden gelmektedir?

Plaktan çıkan buğulu bir sesin güzelliğine tutkun olabilmek ile renkleri solmuş kitapların ne yapmalı yöntemleri ile sakalları ağarmış insanların sözlerini proje olarak önümüze koyduklarında eyvallah işittik ve ne isterseniz yapacağız dememizi beklemelerinin sebebi ne ola ki?

Her birinin ayrı bir yöntemi var iken ve her biriside aynı cennet ile müjdelenmiş toplulukların kendi topluluğunu el üstünde tuttuğu ve seçilmiş azınlıklar yarattığını gördüğümüz yöntemlerini kabul etmiyor olmamıza neden kızarlar?

Düne kadar kızdıkları ve her neresi var ise şikayetçisi oldukları sistemin her neyi var ise bugün sahibi olanlar (kimler onlar bir düşünün) her neden ise bugünün şikayetçilerini dün yapıldığı gibi görmezden gelip kendilerinin ve topluluklarının karını muhafaza etmeyi nasıl bir ahlaka sığdırmaktadırlar?

Onlarca yıl boyunca çeşitli projeler oluşturup bu projeler neticesinde kurtarıcı olarak ilan edilenlerin yazdıkları bir yana kendileri dahi her şeyi ile ortalıklarda olabiliyor iken ve halkın yaşam kalitesinde olumlu anlamda bir değişiklik olmuyor ise, işçinin emeği sömürülmeye devam ediyor ise, kaza denilen cinayetlerde insanlar ölmeye devam ediyor ve her türlü uyuşturucu ile ahlaksızlığın sıradan insanların dahi hayatlarında yer bulmasının sebebini kimse üzerine almıyor ise acaba tüm bu kötülüklerin sebebi nedir?

Halkı ve halkın isteklerini görmezden gelip korkular ile halkı en az olan ne var ise ona razı ettikten sonra zenginler ve zenginliğin peşinde kul olanlar ile her türlü alavere dalavere yapıyor olmanın fetvasını kimden almışlardır acaba?

Bugün yanında çalıştırdığı işçisine asgari ücreti reva gören patronlar acaba zekat paraları ve bağışları ile hangi cemaatleri finanse etmektedirler?

Camisi için minareler yapabilen, cemaati için okullar açabilen, toplantılarında en güzel şekilde sohbetler edebilmek için etin en iyi yerlerini yemeyi hak ettiğini düşünen, ihl'li olmaktan gurur duyup ihaleler de el birliği yapmayı hakkı gören, zenginler kulübüne ve zenginler yaşam alanlarına kendi zenginleri için alternatif yaşam alanları ve kulüp-cemaatleri kurabilenlerden acaba neden hazzedemiyoruz?

Sorunlar ve cevaplar da olmalı değil mi?
25.09.2014

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk Koruma Kanunu'na Göre Eğitim Tedbiri Uygulaması

Çocukların camide ne işi var

Çaresiz.