Çocuk ve iletişim
Çocuk ve iletişim kavramları son bir kaç yüzyılın kavramları iken sanki insanlık var olmaya başladığı andan itibaren bugün anladığımız anlamda sanki varmış ve bugün olduğu şekli ile anlaşılıyormuş gibi düşünülebilmektedir. Oysa çocuk ve çocukluk özel anlamıyla yaşamda yerini bulabilmesi 16 ile 17. yüzyıllara denk gelmektedir. Bu yüzyıllar itibari ile çocukların yetişkinin küçüğü olarak anlaşılmasından, çocukların kendine has özellikleri olduğu, ihtiyaçları farklı olduğu şeklinde bir sürece doğru ilerleme gerçekleşmiştir.
Çocuklar,
17. yy öncesinde "yetişkinliğin küçük hali" olarak
algılandığı için kıyafetleri, yiyecek ve içecekleri, yaşam
şekli, çalışma hayatına katılımı, yargı süreçleri için
özel bir algı olmadığı için yetişkinler gibi yaşadıkları
bilinmektedir. Sonraki yıllarda ise çocukluğun, gelişim ve yaşam
süreçlerinin farklı bir dönem olarak algılanması ile çocuğa
has oyunlar, kıyafetler, yiyecekler, yaşam şekilleri, çalışma
hayatından alıkonulma ve eğitim süreçlerine tabi tutulmak gibi
çocukluğa has yaşantılar oluşturulmuşrtur.
Çocukluğun
hayatın içerisinde olması gereken şekilde yer bulmaya başlaması
ile birlikte çocukluktan beklentiler değişmiş ve çocuk ile
teması olan her türlü kurum ve kişide tarzını, yaklaşımını
değiştirmek zorunda kalmıştır. Oluşan değişim ve gelişmeler
çocuk ile iletişimin değişmesini de zorunlu kılmıştır.
İletişim,
her türden ihtiyaç ve beklentileri ifade edebilmek adına
kullanılan, sözlü ya da sözsüz araçlardır. Bu araçlar bazen
dile aittir, bazen ise fiillerdir. İletişimin çeşitliliği,
türleri zamana ve iletişim kuran taraflara göre değişkenlik
gösterebilir.
İletişimin
çocuk ile olması ise daha farklı bir yaklaşımı gerektirir.
Çocuklar gelişimleri gereği iletişim süreçlerine ait iletileri
anlamlandıramayabilirler. Çocuk ile iletişimde istenen algının
sağlanabilmesi için çocuk ve çocukluğa ait özelliklerin
farkında olunmalıdır. Çocukların anlayamayabileceği ifadeler,
terimler, davranışlar ve içerik iletişim sürecinin oluşmasını
engelleyecektir. Çocuk ile iletişim, çocuğun anlam dünyasına
hitap etmek zorundadır.
Çocuk
ile kurulan iletişimin içeriği çocuğun yaşantısında karşılığı
olan oyun ve kurgular ile zenginleştirilir ise iletişime pozitif
anlamda katkı sağlanır.
Çocuk
ile iletişimde dikkat edilmesi gerekenler;
*
İletişim de iletinin, gönderici tarafından ve alıcının
anlayabileceği şekil ve içeriğe dönüştürülmesi gerekir.
Çocuk ile kurulan iletişimde kullanılan sözlü yada sözsüz
ifadelerin "çocukça" olması zorunludur.
*
İletişimin temel vazgeçilmezlerinden biri göz temasıdır. Göz
temasının kurulabilmesi için yetişkin birey çocuğun göz
hizasına inmelidir. Yetişkin birey, çocuk iletişiminde, fiziksel
duruşu ve duygusal hali ile çocuğun seviyesini göz önünde
bulundurmalıdır.
*
İletişim için alıcının psikolojik durumu yanında fizyolojik
olarakta rahat olması gereklidir. Fizyolojik ihtiyaç ve
zorunlulukları olan bir çocuk belkide çokta önemli olarak
tanımlanan bir ileti hakkında normal şartlarda gösterebileceği
ilgiyi göstermeyebilir. Özellik ilede çocuklar ile her konuda her
an iletişim kurulması mümkün değildir. Bazı durumlarda uygun
zaman ve mekanı beklemek gerekebilir.
*
Çocuk ile kurulan iletişimde gereği halinde uygun olabilecek
oyunlar ve resim çalışmaları kullanılabilir.
*
İletişim sürecinin çocuk ile kurulduğu göz önünde bulundurulur ise gerçekleşmesi muhtemel iletişim kazalarına alternatif
iletişim yolları için tedbirli olunabilir.
*
Çocuk ile kurulan iletişimde sürecin merkezinde çocuk yer alır.
Çocuk yönlendirici iletiler/sorular ile değil rahatlatıcı bir
tavır ve açık uçlu sorular ile iletişim sürecine katılması
özendirilmelidir.
Oğuzhan
Eyilik
Yorumlar
Yorum Gönder