Ne kadar değil ne yaptın demeliyiz
Herhangi bir
konuşma yada sözleşmede, iş yeri yada sosyal hayatta ne
yaptığımız hiç kimseyi ilgilendirmiyor ne kadar yaptığımız ise herkesi ilgilendiriyor.
Zamanın insanı hep
mutsuz, tatmin olmaktan uzak, yetinmeyi bilmiyor ve hep daha fazlası
için mücadele ediyor. Çocuklar dahi sayılar ile ilgilenir hale
geldiler, onlara ilk öğretilende doğal olarak sayılar ve buna
bağlı olarak niceliğe ilişkin şeyler oluyor. Küçücük
çocukların sözlerinde şu meslek ne iş yapar sorusu yerine ne
kadar para kazanır suali sıklıkla duyulabiliyor.
Sayıların
egemenliğine inandığımız ve itaat ettiğimiz anda farkına
varalım yada varmayalım tek gerçeklik madde oluyor. Maddeye tapınmanın ve onun dışında bir gerçekliğe öyle ya da
böyle inanamamanın sonucu maalesef bu. Sayılara ve ne kadara
ilişkin düşünce dünyası maddeye ilişkindir, sayılamayan
şeylerin gerçekliği ve insana vereceği herhangi bir mutluluk
olamamaktadır.
Bugün artık
sayılar ile sevinir olabildiğimiz gibi sayıların fazlalığıylada
üzüntümüz çoğalabiliyor. 1 tanenin kaybında yaşadığımız hüzün ile 100 tanenin kaybında bizde
oluşan hüzün maalesef aynı olamıyor. Çünkü bizler sayıların
egemenliğine ve de doğal olarak maddenin tek gerçek olmasına
itaat etmiş olmanın gereği kayıpların çokluğuna göre vicdan
muhasebesi yaşamak durumundayız.
Bugün tüm değerlendirme performans ölçme araçları ne kadar ile ilgili. Çalışma hayatını; sağlıktan tutun hukuk sistemine kadar, eğitimden her türlü
hizmet alanına kadar her yerde ne kadar sorusunun cevabı aranıyor
ve cevapta veriliyor. Ama bakıyoruz herşey maalesef olmaması
gerektiği gibi olmaya devam ediyor. İnsanlar, toplumlar ve kurumlar
ne kadar sorusunun her sorulduğunda fazlalaşması – artması
gerektiği anlayabilseler fark edebilseler mutsuzluğunun yegane
sebebide fark edilmiş olacaktır.
Bugün tüm dünya
ve ülkemiz ne olduğuna – ne yapıldığına ilişkin bir merak
içerisinde değil her birimiz kendimizi kaptırmış bir halde itaat
ediyoruz ve çoğu insanın varlık kazandığı sosyal medya denilen
sistemlerde bu durumu dahada körüklüyor. Ne kadar like – beğeni
yada paylaşım aldığın herşeyden daha önemli.
Ne kadar güzelsin
Ne kadar zayıfsınNe kadar başarılısın
Ne kadar gol attın
Ne kadar eğitim aldın
Ne kadar paraya sahipsin
Ne kadar mutlusun
Ne kadar takipçin var
Ne kadar yaşlısın
Ne kadar yakışıklısın
Ne kadar insan
Ne kadar ücret
Ne kadar istihdam
Ne kadar okudun
Ne kadar yürüdün
Ne kadar ölüm var
Ne kadar zikir çektin
...
Tüm bu ne kadarlara
dair daha yüzlerce tecrübemiz var ve her birisi için daha fazlası
mümkün ve bu mümkün olması durumu bizi hep daha fazlasına
ulaşma kaygısı ve stresi altında ezebiliyor.
Eğerki
insanlığımızı korumak istiyor ve mutluluğu – huzuru arıyor
isek ne kadar ile ilgilenmenin öncesinde niteliğe ilişkin bir
sorgu ve yaşam şekli oluşturulmalıdır. Sorulması gereken "ne
kadar" değildir "ne yaptın"dır.
Oğuzhan Eyilik
Pedagog –
Psikolojik Danışman
Yorumlar
Yorum Gönder