Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sanal gerçeklik, gerçek değildir *

Resim
Gerçekliğin ne olduğuna ilişkin bilinçli ya da bilinçsiz olarak edindiğimiz tanımlamalar vardır. Gerçeklik kimimize göre an ve an yaşanılandan başkası değil iken bir başkasına göre gerçekliğin bu yaşam ile ilgisi yoktur. Ya da gerçeklik, beş duyu organı ile ulaşılabilenler olarak tanımlanabildiği gibi sezgi ve duyuş ile de varlığının kabulü mümkündür. Zamanımız insanının yanı başımızdaki ne söylediği, ne hissettiği, ne duyduğu hiç bir şekilde ilgisini çekmiyor iken sanal dünya aracılığıyla her daim elinin altında bulunan sanal kişilerin her beğenisi, her yorumu ve düşüncesi her şeyden daha önemli hale gelmiş durumda. Bizler her ne arıyorsak uzaklarda aramayı mecburiyet olarak hissetmekte, varlığımızı, düşlerimizi, düşüncelerimizi, umutlarımızı çok uzaklardan gelebilecek olan bir paylaşımın değerlendirmenin, varlığına teslim etmiş haldeyiz. Çokça konuşan, çokça gezen, çokça ortalıklarda bulunanlardan tutun, kendi halinde yaşayanımıza kadar her birimiz uzaklardan bize habe

Sadece ölüyoruz

Resim
ölüyoruz ve edebiyatını yapıyoruz yazıyoruz okuyoruz ve ölmeye devam ediyoruz öldükçe yeniden diriliyoruz öldükçe azmimiz artıyor kalkıyoruz kıyama ama yeniden ölüyoruz ölmemek adına ne yaparsak yapalım ne düşünürsek düşünelim ölüyoruz kutsal ölümler ilan ediyoruz tüm yaşanmışlıkları tesadüfe bağlıyoruz sonrası bir yokluk halidir diyebiliyoruz yaşadıkça bunları daha da çok ölüyoruz unutmak istedikçe ölümü aileler oluyoruz şirketler kuruyoruz topraklar işgal ediyoruz haketmediğimizi ilan ediyoruz ama gel gör ki ölüyoruz ölmek için geldiğimizi ölmek için yaşadığımızı unutmak istiyoruz eğlenceler arıyoruz uyduruk ideolojiler uğruna perişan oluyoruz gözümüzü kapatsakta şu rüya bitse diyoruz ancak uyandığımızda ölümüm bizi beklediğini biliyoruz tapınıyoruz ve unutmak istiyoruz tapınmayı reddediyoruz ben diyoruz ben herşeyim ama biz ölünce ölüm ölmüyor ölmeden önce ölmek diyoruz ya da mezarlıkları uzak diyarlara taşıy