Kayıtlar

Mayıs, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnşaa ettiklerimiz ve yıktıklarımız

Resim
Her varoluşun, bir "var"ın yokluğunu temsil ettiği dünyanın bir anlık zamanını tüketiyoruz. Biz burada ne kadar var isek bir yerlerde birileri bizim adımıza o kadar yok oluyorlar. An ve an yitiriyorlar varlık ve varoluşlarından birşeylerini. Cismen ve fikren yitip gidiyorlar. Sanki bizim için yaşıyorlarmış gibiler, oysa öyle değil. Ve aslında bizler de başkalarının daha çok varolabilmesi için yaşıyoruz. Bu esasında bir kısır döngü. Biri var olurken diğerini dahada fazla var ediyor. İşte hesap ve kitap tamda burada devreye giriyor. Diyorki bize evet varsın, aklı ve cismi olan, söze ve kulluğa muhatap olansın ancak bu sadece sana özgü değil gördüğün yada göremediğin herşey senden farklı özelliklere sahip olsa da onlarda aynen senin gibi bir kulluk hali içerisinde varlık kazanıyorlar. İşte senin hesabında burada ortaya çıkıyor. Unutmamam gereken şey gelip geçici olduğun ve esasında mülküne aldığın her ne var ise aslında sana ait olmadığıdır, diğerine

Siyah, beyaz, kırmızı.. yürüyenler

Resim
Siyah, beyaz, kırmızı.. yürüyenler Yürüyenleri takip edenler Ve izleyenler Ve tüm bu kaosu yönetenler! Kimi sarı kimi siyah kimi esmer Kimi etekli kimi pantolonlu kimi şalvarlı Kim bedeniyle, kimi giysileriyle Siyah, beyaz, kırmızı.. yürüyenler Burada ne işi var dedirtecek Fotoğraflık yüzler ve yürüyüşler Gazetesi, köpeği, sevgilisi yada sigarasıyla Meşgul Siyah, beyaz, kırmızı.. yürüyenler Sokaklarda birasını yudumlayanlar Camiden ezan sesi ve namazını eda edenler Kiliseden çıkan insanlar Kitabı mukaddes şirketi / satış / dağıtım / noktası Ve bir sürü star-bucks / kahvehane Herkes için bir şeylerin olduğu yürüyüşler Siyah, beyaz, kırmızı.. yürüyenler.. Oğuzhan Eyilik İstiklal - Haziran 2007

Lise Gençliği

Resim
“ Geçmiş ya da gelecek yoktur. Sonsuz bir "şimdi" vardır” COWLEY Ülke gündeminin son birkaç yılını hafızamızda tarayacak olursak eğitim ile ilgili sorunlar ve Milli Eğitim Bakanlığının uygulamaları çok fazla yer tutmaktadır. Gazete,  TV’ ve diğer tüm iletişim araçları yolu ile ülke gündeminde söz sahibi olan kurumlar ve kişiler eğitim konusunu devamlı irdelemektedirler. Ve sonuçta bizimde aşağıda sıraladığımız sorunlar dikkat çekmektedir. Eğitim de bir Devlet politikasının olmaması Sınavlarda ki başarısızlıklar Öğrencilerin uyumsuz davranışları Nitelik ve nicelik olarak öğretmen ve derslik yetersizliği Ödenek yetersizlikleri Okul programlarının öğrenci yapısına uygunsuzluğu Öğrencilerin kişilik ve yetenek gelişiminde ki hatalar Yetersiz Rehberlik Hizmetleri Yönetimsel hatalar Araç gereç ve laboratuvar eksiklikleri Spor ve sosyal yaşama dair eksikler Hedefsizlik … Öğrencilerimizin pek çoğu yukarıda sayılan duruml

Çocuk Olmanın Zorluğu - 2

Resim
Türkiye topraklarında köylere asfalt yolları taşıdık, elektriksiz belki ev kalmadı ama tüm bunların bir getirisi yada götürüsü mü demeliydim, aile kavramı ve sorumluluklar neredeyse ışık hızıyla değişti ve değişirken yerine konulanlar ise ölçüp tartmaksızın öylesine konuldu. Geniş aile yapısının yerine çekirdek aile, köy yaşantısı yerine şehir yaşantısı, ev hanımı kadın yerine çalışan kadın, geleneksel kültüre bağlılık yerine kültüründen haberdar olmama ya da olamama, aile büyükleri yerine akranlar ya da teknolojik bağ-ımlılık vb.. Evet dünya her şeyi ile değişmekte ve Türkiye toplumu da bundan fazlasıyla etkilenmektedir. Her değişim beraberinde geçiş sürecine bağlı uyumsuzlukları, reddedişleri ya da içine kapanmayı getirebilmektedir. Toplumsal değişim geçmiş kuşakların yaşadıklarının ötesinde bir hızla gerçekleşmektedir. Bu değişim, toplumun tüm yapılarında, eğitimde, sağlıkta, güvenlikte, kültürde, dinsel inançlarda, hukukta vb. geçmişe göre farklı, çağdaşı olduğumuz milletlere

Çocuk olmanın zorluğu - 1

Resim
       Doğum ile başlayan yaşam sürecini yeryüzündeki tüm toplumlar çocukluk çağı olarak tanımlamaktadırlar. Her toplumun yaşama katılan her yeni doğana aktarmak zorunda olduğu toplum bilgisi vardır. Bu aktarım doğumdan önce başlayan ritüeller ile başlayıp doğum ile birlikte yoğunlaşarak kendini hissettirir. Yeni doğan için yapılan törenler, eğlenceler, kırklama, cinsiyet özelliklerine uygun alış verişler vb.. Doğum ile başlayan yeni hayat, o toplumun toplumsal devamlılığının da garantisidir.       Çok değil onlarca yıl önce; yıl ve aylara ilişkin planlamalar uygun ve kabul edilebilir gerçekler iken yaşanılan zamanın insanı için plan ve projeler haftalık ve saat bazında olduğunda dahi yeterlilik hissi vermemektedir. Zaman ve zamanın içinde oluşumunu sürdüren her şey hızına hız katarken, elbette toplumsal devamlılığın garantisi olan eğitim, üretim, sağlık ve güvenlik gibi kavramlar ve onları var eden yapılar da yeni duruma uygun şekilde tutum geliştirmek zorundadır. Toplumsal devamlı

Kar Tanesi

Resim
Şehrime kar yağıyor ağaçların dallarında beyaz ağırlıklar yapraklar birer beyaz bulut. gökten inen her beyaz tane ile birlikte bir kere daha uzaklardan haber gelir sessizlik dahada çoğalır çığlıklara inat insan yokmuşcasına ve insan kar kaplı doğaya özlem içindedir insan eli ile olmuş olandan herşeyden uzak bir coğrafya hayalindedir "beyaz bulutlar altında beyaza bürünmüş doğa uzun uzun bakmak ve görmemek insanı hiç bir yerde huzur saklı sanki insana uzak olmakta" sus pus olmuş karlar altında çığlıklar atan doğa üzerinde yuvarlanıp beyaza bürünmek isteyen beden ve sessizlik içindeki boşluğu göremediğinden insan hastadır yokluk varlığı yeniden inşaa etmektedir karlar altında yok olan doğa yeniden doğmaktadır yüreğimize ne zaman bir kar tanesi düşse üşür ve örtüye bürünürüz korkarız ve tatmak isteyip tadamadığımız duygulardan kaçarız kar tanelerinin altında inşaa ettiğimiz herşeyin eriyip gtimesinden tüm bildiklerimizden ö