Lise Gençliği

Geçmiş ya da gelecek yoktur. Sonsuz bir "şimdi" vardır”
COWLEY

Ülke gündeminin son birkaç yılını hafızamızda tarayacak olursak eğitim ile ilgili sorunlar ve Milli Eğitim Bakanlığının uygulamaları çok fazla yer tutmaktadır. Gazete,  TV’ ve diğer tüm iletişim araçları yolu ile ülke gündeminde söz sahibi olan kurumlar ve kişiler eğitim konusunu devamlı irdelemektedirler. Ve sonuçta bizimde aşağıda sıraladığımız sorunlar dikkat çekmektedir.
  • Eğitim de bir Devlet politikasının olmaması
  • Sınavlarda ki başarısızlıklar
  • Öğrencilerin uyumsuz davranışları
  • Nitelik ve nicelik olarak öğretmen ve derslik yetersizliği
  • Ödenek yetersizlikleri
  • Okul programlarının öğrenci yapısına uygunsuzluğu
  • Öğrencilerin kişilik ve yetenek gelişiminde ki hatalar
  • Yetersiz Rehberlik Hizmetleri
  • Yönetimsel hatalar
  • Araç gereç ve laboratuvar eksiklikleri
  • Spor ve sosyal yaşama dair eksikler
  • Hedefsizlik

Öğrencilerimizin pek çoğu yukarıda sayılan durumları yaşamaktadır. Bu durum öğrencilerin gelecek ile ilgili endişeye sürüklemektedir.

İnsan gelişiminde lise yılları en hareketli, dinamik ve zihnin en yoğun şekilde çalıştığı zamanlara denk gelmektedir. Lise sistemimiz bu gerçeğin aksine öğrenciyi okuluna bağımlı kılan, hayat ile okul arasında bağın olmadığı, hatta bir üst okul geçişte dahi okulun çok fazla etkili olmadığı bir yapı mevcut. Tüm bunlar öğrencilerin hayatlarında ve sınavlarda başarısızlıklarına neden olmaktadır.

Peki, ne yaparsak başarıyı yakalarız?

Her aile..
  • başarılı, iyi okullar da ve bölümlerde eğitim almış, toplum tarafından kabullenilmiş değerlere sahip, çocuklarının olmasını ister.
  • kendisinin yapamadığını, çocuğundan bekler
  • çocuğu ile gurur duymak ister.
  • elinden geleni çocuğundan esirgemez.
  • yanlışlardan çocuğuna zarar vermekten çekinir.
...

Her genç..
  • saygı görmek ister
  • başarılı olmak ister
  • mutlu olmak ister
  • kimliğini kişiliğini yaşamak ister
  • ailesini sever ve saygı gösterir
  • toplumun kendisini anlamasını ister
     ...

Her aile ve genç kendi dünyasına göre ihtiyaçlarını sıralayacaktır. Bunun için yapılması gereken ilk şey aile ile genç arasında güçlü bir bağın kurulmasıdır. Genç ailede neyi bulamaz ise dışarıda onu arayacak ve kendini sosyal çevresinde gerçekleştirmeye çalışacaktır.

Aile, çocuğuna ihtiyaçları doğrultusunda yön vermeli, rehber olmalı ve her ne olursa olsun onun yanında olacağını ifade etmelidir.

Ailenin çocuğunu dışlamaya onu dünyada yalnız bırakarak cezalandırmaya hakkı yoktur.

Her anne baba çocuğunun potansiyellerini fark etmeye çalışmalı ve buna göre yönlendirmeler yapmalıdır.

Her anne baba ergenlik sürecinin özellikleri hakkında bilgi sahibi olmalı, bu dönemde çocuğuna sokaktaki bir akrandan daha yakın olabilmelidir.

Peki, gençler ne yapmalıdır;
Gençler ailelerin onlar için olması gerekeni ve en iyiyi düşündüklerini unutmamalıdırlar. Çünkü hiçbir anne baba çocuğunun mutsuz ve başarısız olmasını istemez. Ancak bunların doğru bir iletişim metodu ile karşılıklı dillendirilmesi gereklidir.

Ders çalışmayan ve söz dinlemeyen bir genç ile babası arasındaki diyalog örneği olarak:

Babadan - Oğula: Sen derslerine çalışmaz söz dinlemez birisi oldun ifadesine muhtemelen
Her şeyime karışıyorsunuz ben derslerime çalıştım cevabı alınacaktır.

Aynı isteği birde şu şekilde ifade edelim:
Babadan - Oğula: Oğlum son günlerde sanırım hayatımızda bazı problemler var, bunlar senin ile olan iletişimimizde sıkıntılara neden oluyor ve bu durumun derslerdeki başarına etki etmesinden korkuyorum ifadesine muhtemelen

Haklısın baba son günlerde kendimi iyi hissetmiyorum, bunları seninle konuşmak isterim. Dersler konusunda da emin ol dikkat edeceğim gibi bir yaklaşımı oluşacaktır.

Pedagog - Psikoloik danışman. Oğuzhan Eyilik

2006 yılında bir aylık mecmua için kaleme düşmüş düşünceler..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk Koruma Kanunu'na Göre Eğitim Tedbiri Uygulaması

Oruç

Çaresiz.