Aldım kalemi elime sonrası klavye ile kopya – 1
Anlatmak istesem,
bilmem ki anlaşılır mı? Anlaşılmasını istediğimiz bir
halimiz yok ise vah bize değil mi? Anlaşılmak istiyorsam ve
birileri beni anlayacak olursa ne yaparım acaba? Yada mesleki
literatürümün bir parçacık da yalanı olan "seni anlıyorum"
klişesi gerçekten de gerçekleşiyor olsa acaba Amerika atom
bombası patlatmış olur muydu? Anlaşılmak için ne kadar
çabalıyoruz bilmiyorum ki? Anlaşılmak için giyinip –
kuşanıyoruz öylemi? Anlaşılmak için bunca çaba sarfederken
acaba hep zorumu tercih ediyoruz? Anlaşılmak için neler
yaptığınıza bir bakın, bir ara olur mu?
Ya hu bu soruların
ardı arkası kesilmeyecek mi?
Anlaşılmasını
istiyor olduğum şeylere sancı duyuyorum diye düşündüğümü
varsaydığımda, bir aşkın yoluna yol almış giderken,
sağında-solunda ne var ise onlara tesir ederken, ister istemez
mesul olurken neyi anlatacaksın ve kimden neyi bekleyeceksin?
Anlatmak istediğimin derdine mi yanayım yoksa mesul oluşumun
korkusuna mı?
Bilmem ki anlatmak istediklerimin anlaşılmaz olduğunu anlayıp vazgeçtiniz mi?
Peki, anlaşılmak çokda önemli olmayabilir değil mi sizce? Anlaşıldığınızı zannediyorsunuzdur, bir buse ile yada bir demet satın alınıvermiş gül demeti neticesinde mutlusunuz sanırsam?
Bir sürü şeye
inanıp iman eden biri misiniz? Hiçbirşeye inanmayıp inkar eden
biri misiniz? Yada sıradan öylesine biri misiniz? Hop durun
bakalım, inanıp inanmadığınıza dahi bir başkasının
kriterlerine göre karar verilebildiğinin farkında mısınız?
İnanmıyorum derken dahi inanmak zorundasınız mı acaba?
Karıştı mı
nedir?
Ölen arkadaşı
anmak mı gerekiyor?
Arkadaşım öldü
ve ben onu şanslı mı görüyorum yada kıskanıyor muyum acaba?
Benim için gizil konumdaki herşey ona aşikar mı acaba? Mutlu
mudur orada ki?
Oğuzhan
Eyilik
Yorumlar
Yorum Gönder