İnşaa ettiklerimiz ve yıktıklarımız

Her varoluşun, bir "var"ın yokluğunu temsil ettiği dünyanın bir anlık zamanını tüketiyoruz. Biz burada ne kadar var isek bir yerlerde birileri bizim adımıza o kadar yok oluyorlar. An ve an yitiriyorlar varlık ve varoluşlarından birşeylerini. Cismen ve fikren yitip gidiyorlar. Sanki bizim için yaşıyorlarmış gibiler, oysa öyle değil. Ve aslında bizler de başkalarının daha çok varolabilmesi için yaşıyoruz. Bu esasında bir kısır döngü. Biri var olurken diğerini dahada fazla var ediyor. İşte hesap ve kitap tamda burada devreye giriyor. Diyorki bize evet varsın, aklı ve cismi olan, söze ve kulluğa muhatap olansın ancak bu sadece sana özgü değil gördüğün yada göremediğin herşey senden farklı özelliklere sahip olsa da onlarda aynen senin gibi bir kulluk hali içerisinde varlık kazanıyorlar. İşte senin hesabında burada ortaya çıkıyor. Unutmamam gereken şey gelip geçici olduğun ve esasında mülküne aldığın her ne var ise aslında sana ait olmadığıdır, diğerine...