Bosna açık hava insanlık trajedisi

Biliyorum ki ne ben bir seyyahım nede birlikte olduğumuz kardeşlerim. Bizim nereden nereye gideceğimiz ve nerelerde ne yapacağımız dahi belirlenmişti. Hatta nerede hangi duyguları yaşayacağınız bile.

Gidebildiğiniz yer yaşadığınız çağda bir anlamda gözlerinizin önünde ve cinayetlerin sesi kulağınızda vede sözde medeniyetin ortasında yaşayan Bosnalıların memleketi ise işte o zaman herşey biraz daha farklı anılabilir.

Savaşlar, katiamlar, yıkımlar, cinayetler, yaşam mücadelesi, açlık, sefalet, soykırım, tecavüz ve aklınıza ne kadar daha insan için tehlike var ise bütün bunlar sanki tarihte bir zamanlar oluvermiş yada bizlerden çok uzaklarda bir yerlerde olduğu ifade edilmiş gibi geliyor. Oysa Bosna Halkı bunu dünyanın gözleri önünde yaşadı. Görmediler ve işitmediler, sanki tüm duygularını yitirmiştiler ve sadece izliyorlardı. Öldürülen insanlar, tecavüze uğrayan bedenler, katledilen bebekler ve herbiri dünyaya miras olarak bırakılmış, köprüler, hanlar, camiler, kiliseler, kütüphaneler, mezarlıklar yokedildi. Bir miller yok edilmek istendi ve sanki orada hiç olmamışlar gibi tüm değerleri, eserleri ve kültürleride beraberlerinde.

Bosna Halkı yaşadığı katliamı, yok edilişi yeniden bir varlık kazanmak olarak evirebilmiştir. Doğrudur dünyadaki tüm halkların çoğunluğunda olduğu gibi değer ve yargılarına uzak ve unutkan görünebilirler. Ancak savaşın izlerini onca yıla rağmen hayatlarından silemeyen, trajedinin her türlüsü yaşayanların hayatlarını halen devam ettirdiği, parklar yerinde mezarlıkların inşaa edildiği ve beraber yaşadıkları halkların onlara karşı olan tavrını biliyor olmaları elbette Bosna Halkı için bir diriliş sebebidir.

Bosna Halkına yardım için kolları sıvayan diğer halkların tüm şirketleri, hizmetin bedelini fazlasıyla almak için Bosnalıların yakasına yapışmış durumda. Bosnalıların işsizliği, güvenliği, sosyal güvencesi ve devletlerinin idaresi onlarca sorun ile boğuşur iken, yardımlarda bulunan halkların yardımı sanırız yıkılmış yok edilmiş binaları yeniden inşaa etmekten ibaret. Tarihi değer var yada yok elbette taşlar yeniden üst üste konulmalıdır. Ancak taşlara nefeslerini üfleyecek bir insanın oluşması için ise kapalı kapılar ardında oynanan cemaat oyunları-köşe kapmaca-köşe dönmece dışında pek bir insana hizmet söz konusu değil.

Bosna kaybederse müslüman halklar ve insanlık kaybetmiş olacak bunu bilmiyorsak öğrenmeliyiz ve Bosna'da kazanmak yerine Bosnalıların kazanması için irade gösterilmelidir.

  • Yola çıktığınızda yanınızdaki yoldaşlarınıza canınızı ve malınızı emanet edebilmek seçeneği olması sizi rahatlatır ve yolculuğunuza keyif verir.
  • Bosna Halkının yaşadığı topraklarda sadece turistik gezi yapabiliyorsanız vicdan muhasebesini yitirmiş, bireysel ve evrensel anlamda insan olmanın keyfiyetinden fazlasıyla uzaklaşmışsınızdır.
  • Bosna Halkının memleketi içerisindeki her ziyaret yeri ve yenilen içilen herşey insanlık onurunun yeniden kazanılması için bir şanstır.
  • Bosna Avrupa'nın göbeğindeki Kudüs'tür. Mescidi Aksa'sı ise bazen bir candır bazen Mostar'dır bazen bir çeşmedir.
  • Bosnada turizm işi yapmaya evrilen politik duruş çok çirkin bir hal almıştır.
  • Taşları üst üste eskiden olduğu gibi koymak ile insanlık onurunu ve vicdanını kazandığını zannedene batılı denir.
  • Cemaatlerinin gizli ve şirketlerinin ise alenen kazanç sağlamak için bir yerlerde olduğu topluluğa ise muhafaza-kar denilebilir.
  • Görüntü Nisan - 2013
  • Yazı Eylül - 2013
Oğuzhan Eyilik

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk Koruma Kanunu'na Göre Eğitim Tedbiri Uygulaması

Meslek seçiminde bireysel özellikler

Mazi ve Ati arasında