Zamane problemleri 2.
Gerçeklik algısı ve sanal dünya
Gerçekliğin ne olduğuna ilişkin bilinçli ya da bilinçsiz olarak sahip olduğumuz değerler vardır. Gerçeklik kimimize göre an ve an yaşanılandan başkası değil iken bir başkasına göre gerçekliğin bu yaşam ile ilgisi yoktur. Ya da gerçeklik, beş duyu organı ile ulaşılabilenler olarak tanımlanabildiği gibi sezgi ve duyuş ile de varlığının kabulü mümkündür.
Zamanımızda herhangi bir şey hakkında hemen yanı başımızdakinin
ne söylediği, ne hissettiği, ne duyduğu hiç bir şekilde
ilgimizi çekmiyor iken sanal olarak her daim yanı başımızda olan
sanal gerçekliklerin her beğenisi, her yorumu ve düşüncesi
her şeyden daha önemli hale gelmiş durumda.
Bizim ile birlikte yaşamını devam ettiren her ne var ise; canlı,
sistem, kural her birinin varlığına kör olmuş durumdayız. Her
ne arıyorsak uzaklarda aramayı mecburiyet olarak hissetmekteyiz.
Varlığımızı, düşlerimizi, düşüncelerimizi, umutlarımızı
çok uzaklardan gelebilecek olan bir paylaşımın varlığına
teslim etmiş haldeyiz.
Çokça konuşan, çokça gezen, çokça ortalıklarda bulunanlardan
tutun, kendi halinde yaşayanımıza kadar her birimiz uzaklardan
bize haber getirecek olan ekranların egemenliğini kabul etmiş
halde yaşamımızı sürdürüyoruz.
Asıl olanı işitmek, görmek, hissetmek ile asıl olanın
yansımasına verdiğimiz tepkiler arasında sıkışıp kalmış bir
haldeyiz. Neyin doğru olması gerektiği hakkında hiç bir fikre
sahip olmadığımız gibi doğruluğun ne olduğuna ilişkin
saptamalarımız da gerçeklik ile olan ilişkisini yitirmiş durumda.
Her türlü ihtiyacımızı karşılayan ekranların esasında birer
yönlendirme, kanalize etme, şekillendirme ve sonrasında bizleri
tekrar tekrar kullanabilmek – tüketebilmek için bağımlılık
yarattığını görmezden geliyoruz.
Gerçeklerimizi, gerçeklik olarak adlandırıp kendimizce bir
olgunluk içerisinde yaşamımızı devam ettirirken ayağımıza
dolaşıp duran gerçeklik sorununu, kendimizin üretimi gerçeklerin
ellerine terk ettik.
Hayrola.
2.
Oğuzhan Eyilik
Yorumlar
Yorum Gönder